13 Nisan 2010 Salı

Nasıl Buluruz?

1980’li yılların başlarında inşa edilen iskeleye ayak bastığınızda karşınızda meraklı ada halkının arkasındaki panoramik tabloda özellikle iki cami silueti dikkat çeker. Sağdaki cami Alaybey Camii olarak anılmakta olup mihenk taşı olarak seçildiğinde, Belediye’nin yanından kalabalıklarla beraber adanın kucağına aktığınızda, çamlık çay bahçesinden gelen muhabbet ile seyyar satıcılardan gelen rüzgar çanı seslerinin arasından yol aldığınızda, aslına sadık olarak restore edilen Eski Kahve’ye ulaşılır.
Eski Kahve sağınızda bırakılarak ve içindeki 1950’ler Bozcaada’sının siyahbeyaz fotoğraflarına göz atarak ilerlediğinizde dar ve çıkmaz gibi görünen kısa bir sokak sizi karşılar. Sokağın sağındaki Ataol şarap fabrikasının şişe ve dolum sesleri sizi, eski hamamla beraber, orada bitmiş gibi görünen sokağın sonuna kadar eşlik eder. Hafif sağa kıvrılarak sola döndüğünüzde sizi gizli bahçe gibi sıcak bir meydan hoşgeldin der. İşte bu küçük meydanın sonundaki denize bakan cepheli ev, Güner Pansiyon’dur. Beyaz badanası, sardunyaları, sarmaşık gülleri ve antik kiremitleriyle gözlerinizden öper.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder